Avukat Ferhat Kule, İstanbul'da yerleşik tam hizmet veren bir hukuk bürosudur. Müvekkillerimizin isteklerini karşılamak için çeşitli hukuk dallarında hizmet vermekteyiz. Çalışma alanlarımızdan bazıları Bilişim Hukuku, Boşanma ve Aile Hukuku, Ceza Hukuku, Şirketler ve Ticaret Hukuku, Gayrimenkul Hukuku.
About Kule Hukuk Bürosu
Founded in 2010
3 people in their team
Practice areas
Languages spoken
Practice areas
Bankruptcy & Debt
Türkiye’de iflas sık kullanılan bir gönüllü işletme tasfiyesi ya da alacak takibi yöntemi değildir. Bunun sebebi alacaklılar için uygun bir ortam oluşmaması, kamu alacaklarına verilen öncelikler ve iflas açıklayanlar yönünden hukuki ve cezai yaptırım risklerinin yüksekliği olarak analiz edilebilir.
Ofisimiz Türkiye’de az uygulanmasına rağmen iflas konularında hizmet sunduğu gibi uygulamada daha yaygın olan ve yeniden yapılandırma ile konkordato işlemlerini bir arada içeren daha yeni bir sistem olan “iflas erteleme” konusunda da hizmet vermektedir.
Avukatlarımız şirketlere borçlarının, finansman ve işletme modellerinin yeniden yapılandırılması konularında hizmet sundukları gibi, yersiz olarak uygulamaya çalışılan iflas erteleme işlemlerine karşı da alacaklılar yönünden hukuki yolların kullanımı konularında temsil ve danışmanlık hizmeti sunmaktadır.
Employment & Labor
İş Hukuku alanında temel alınan işçinin korunması ilkesi, bu konudaki düzenlemelerin ayrı bir kanunda yapılması gereğini doğurmuştur. Ülkemizde de bu şekilde, İş Kanunu ismiyle özel bir kanun bulunmaktadır. Bu kanunda; iş ilişkisiyle ilgili tanımlar, işçilerin hakları, çalışma koşulları, sendikalar gibi hususlar düzenlenmiştir. Belirtmek gerekir ki, düzenlenen işçi hakları asgari şartlardır. İşveren tarafından daha fazlasına hükmedilebilir ancak daha azına hükmedilemez. Ayrıca iş hukuku işçinin korunması fikriyle ortaya çıkmış bir hukuk dalı olsa da işverenin aleyhine adaletsiz durumların ortaya çıkması da bu kanunla önlenmeye çalışılmıştır.
Intellectual Property
Fikri Mülkiyet Hukuku ile ilgili en dikkat edilmesi gereken husus belki de bu alandaki hakların hukuki korumasının ülkesellik ilkesine bağlı olmasıdır. Fikri mülkiyetin konusu olan haklar, koruma talep edilen ülkenin mevzuatı uyarınca korunur ya da bu hususta bir düzenleme yoksa korunmaz. Bu tamamen o ülkenin koyduğu kurallara bağlı bir durumdur. Türkiye’de tanınmış bir fikri mülkiyet hakkı başka bir ülkede tanınmayabilir ve bu sebeple korunmayabilir. Ya da bu hakkın korunması ile ilgili şartlar değişiklik gösterebilir. Ancak bu noktada uluslararası sözleşmelerin rolüne de değinmek gerekir. Bazı uluslararası sözleşmelerle fikri mülkiyet hakları taraf devletlerce ortak kurallara bağlanmıştır. Bu durum da ülkesel korumanın yol açacağı farklı durumların en aza indirilmesi anlamına gelmektedir. Ülkemizin de bu konuda taraf olduğu anlaşmaların bulunmasıyla, bu anlaşmalara taraf devletlerin mensubu yabancıların ülkemizde koruma sağlaması, ülkemiz vatandaşı kişilerin de yabancı ülkelerde bu koruma sağlaması mümkündür. Ayrıca Fikri Mülkiyet Hukuku’ndaki uluslararası sözleşmelerle ilgili bir başka durum ise bu hukuk alanında uluslararası sözleşmelerin daha fazla ön planda yer almasıdır. Buna göre hakkın hakkın etki alanı uluslararası sözleşmede yerel hukuk mevzuatından daha geniş bir şekilde tanımlanmışsa yerel koruma uluslararası sözleşme hükmü genişliğinde yapılacaktır.
Real Estate
Taşınmazlarla ilgili en önemli özelliklerden biri de diğer eşyalara kıyasla maddi değerlerinin daha yüksek olmasıdır. Bu sebeple, bu eşyaların korunmasının ya da bu eşyalarla ilgili yapılacak hukuki işlemlerin sağlam temellere dayanması gerekmektedir. Kanun koyucu, kişinin taşınmazıyla ilgili tasarruflarda bulunurken kararını ani, temelsiz bir şekilde değil de iyice düşünüp vermesi için bu eşyalar üzerinde hak tesis edilmesini taşınırlara göre daha zor ve çetrefilli bir hale getirmiştir. Çünkü, taşınmazlar maddi değerleri yüksek eşyalar olduğundan uğranılabilecek herhangi bir zarar, diğer konulardaki zarardan daha yüksek olacak ya da madden karşılanamayacak zararlar ortaya çıkabilecektir. Ayrıca, bina yapmak gibi yeni bir taşınmazın inşa edilmesi de maliyeti yüksek ve çevresel faktörler gibi çeşitli durumların hesaba katılmasının gerekli olduğu bir husus olduğundan, kanunen belli şartların sağlanması zorunluluğuna tabi tutulmuştur. Bu doğrultuda koyulan kuralların da en ince ayrıntısına kadar dikkatli bir şekilde öğrenilmesi gerekmektedir. Gayrimenkul Hukuku uzmanı avukat, işte bu noktada devreye girer. Taşınmazın korunması, devri, ya da baştan yapılmasıyla ilgili sıkı ve ayrıntılı şartların sağlanması noktasında yol göstermek onun mesleğidir.
Business
Ticari faaliyetlerin faili bireyler veya kurumlar açısından büyük öneme sahip olması bu konuda uğranılan zararların da büyük ölçüde ve geri dönülemez sonuçlar niteliğinde olmasına sebep olabilir.Bu sebeple, ticarette hukuki danışma belki de diğer alanlardan daha öncelikli konumda olmalıdır. Bu danışma sayesinde ticarete dair hukuki kuralların bilgisine erişmek ve bu kurallar dahilinde hareket etmek ticari faaliyetin sekteye uğramasının ya da herhangi bir zarar doğmasının önlenmesi veya uğranılan zararların ticari faaliyet açısından azami derecede giderilmesi sağlanabilir. Kısaca bu konudaki hukuki danışmanlık ticari faaliyetin en uygun koşullar altında gerçekleştirilmesine yardımcı olur.
Criminal Defense
Hukuk sistemi içerisinde suç sayılan fiillerin ve bunlara uygulanacak cezaların temelini oluşturan hukuk dalına Ceza Hukuku diyoruz. Dar anlamda Ceza Hukuku sadece suçları ve bunlara uygulanacak yaptırımları ele alırken, geniş anlamda Ceza Hukuku bu unsurların yanında ceza muhakemesini ve infazını da kapsamına alır.
Ceza Hukuku, ilk çağlarda insanların birbirlerine ihtiyaç duymalarıyla birlikte oluşturdukları topluluklarla beraber ortaya çıkmıştır. Bu dönemlerde topluluğa zarar veren davranışların liderin keyfi uyguladığı yaptırımlarla cezalandırılması uygulaması mevcut iken devletlerin ortaya çıkmasıyla otoriteyi eline geçiren devlet cezalandırma yetkisine sahip oldu. Roma Hukuku’ndaki kanunlaştırma hareketleriyle suç ve cezaların belirlenmesi fikrinin filizlenmesi sonucu bu konudaki felsefi düşüncelerin de etkisiyle kanunlaştırma hareketleri meydana gelmiş ve Ceza Hukuku’na dair son fikirler de şekil almaya başlamıştır. Buna göre bu alanda tarihsel gelişim itibariyle, kişisel ve içinde bulunulan duruma göre değişen uygulamalardan objektif, genel ve soyut kurallara doğru bir yönelim gerçekleşmiştir.
Family
Şüphesiz ki bir toplumun yapısını, kitlesel düşünme veya hareket tarzını belirleyen dinamikler, toplumu oluşturan ailelerde meydana gelir (veya getirilir) ve bütüne yayılır. Bu sebeple çok unsurlu bir organizma olarak da tanımlayabileceğimiz toplumu oluşturan en küçük birimdir. Hukuk kurallarının toplum yaşamını düzenlediği de düşünülürse hukukun toplumun en küçük birimiyle ilgili kurallara atfedeceği önemin yüksek olması doğal olandır. Bu noktada koyulan kurallar, sadece toplumun değil aileyi oluşturan bireylerin de zarar görmemesi gözetilerek meydana getirilmiştir. Sağlıklı aile yaşamının, aileyi oluşturan bireyler ve toplum açısından faydası aşikarken, aile birliğinin yürütülememesi durumunda bundan zarar görülmemesi de yine aileyi oluşturan bireyler ve toplum açısından önemlidir. Bu sebeple, Boşanma ve Aile Hukuku ile ilgili bir uyuşmazlığın varlığı durumunda bu uyuşmazlığın bütün taraflar bakımından en adil ve sağlıklı şekilde çözülmesi için bu konuda uzman bir aile ve boşanma avukatının danışmanlığına başvurmak gerekir.
Media, Technology and Telecoms
Teknolojinin geldiği nokta itibariyle, internet artık başlı başına alternatif bir gerçeklik haline gelmiştir. Bunun sonucunda da bu gerçekliğin de bazı kurallara tabi olmasına ihtiyaç duyulmuş ve bilişim hukuku adını verdiğimiz alan ortaya çıkmıştır.
İnsanın fiziken içinde bulunduğu alemde koyulan hukuk kurallarının sanal aleme uyarlanması gerekmiştir. Zira, bu sanal gerçekliğin temelinde yer alan unsur da insandır. Fiziken yapabildiklerimizin bir kısmını sanal alemde de yapabilmemiz, buradaki boşluğun doldurulması gerekliliğini beraberinde getirmiştir. Bu anlamda hukukun en önemli ve yegane amacı olan adaletin, sanal alemde yürütülen faaliyetler bakımından da sağlanması amacı bilişim hukuku şemsiyesi altında inşa edilmeye çalışılmıştır.
Sanal alemde yürütülebilecek faaliyetlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Öyle ki, insan aklının bu faaliyetlerin çeşitlilik potansiyeline henüz vakıf olmadığı söylenebilir. Bu sebeple, ortaya çıkan her yeni durum ile birlikte hukukun da bu duruma adapte olması gerekir. Bahsettiğimiz faaliyetlerin çeşitlenmesi süreci gittikçe daha da kısalmaktadır. Bununla beraber, hukukun adapte edilmesinin de buna bağlı olduğunu düşünürsek bilişim hukukunun diğer alanlara nazaran daha dinamik ve kısa sürelerde ortaya çıkan yeni durumların getirdiği sonuçları içeren bir alan olduğunu görebiliriz.